Cehennem Çiçeği
Yazar: Alper Canıgüz
Sayfa Sayısı: 221
Yayınevi: April
Puanım 9/10
Oğullarve rencide ruhlar isimli kitabın devamı olan bir kitap: Cehennem Çiçeği. Alper
Canigüz bu kitapta da ilk kitapta olduğu gibi Alper Kamu isimli 5 yaşındaki
büyümüşte küçülmüş bir çocuğun başından geçen maceraları anlatılıyor.
Kurgusuyla, okuru şaşırtan olaylarla ilk kitabı hiç aratmıyor. Bu kitapta sorun
olan bir şey kitabın sayfa sayısı. Yazar ilk kitapta tek bir olay üzerinden daha
çok gittiği için ilk kitabın 204 sayfa olması yeterli olmuştu ama bu kitapta
Alper Canigüz üç farklı olayın üzerine gitmiş; mahallerine yeni taşınan Ümit’in
ve ailesinin olayları, Alper Kamu’nun dadısı Hatice’nin olayı ve Alper Kamu’nun
ölen amcasının olayı. Hadi dadısının olayı çok uzun değildi o yüzden bunu es
geçsek de diğer iki olaydan iki ayrı kitap çıkabilirdi. Tabi üçüncü kitabın
artık okuru şaşırtmayacağı için biraz sıkmaya başlayacağından üçüncü kitap
fikri biraz mantıklı gelmiyor. Onun yerine 221 sayfa yerine şöyle 350 sayfa
civarı yazılsaymış, olaylar hızla gelişmeyip okurun ağzında daha güzel bir tat
bırakabilirdi. İşte böyle yapmayarak iskenderi ayransız yemiş gibi oldum. Bir
puan kırma sebebim tamamen bundandır.
Bu
kitapta pek fazla Alper’in mahalledeki arkadaşlarıyla yaşadığı olayları
göremiyoruz. Şöyle bir mahalle maçı yapılsa fena olmazdı. Tabi pek göremememizin
sebebi Alper’in mahalleye yeni gelen Ümit ve ailesinin sırrını çözmeye
odaklanması. Ailenin içine girdikçe “Rıza Baba aile tam bir pislik çıktı”
moduna giriyoruz. Tabi tüm olayların açığa çıkmasında vesile olan tek kişi de
bizim sivri zekalı karakterimiz olan Alper Kamu’dan başkası değil.
Şimdi
ilk paragrafta bahsettiğim duruma tekrar dönelim. Alper Canıgüz’ün sadece 4
tane yayınlanmış kitabı var ve kitapların sayfa sayısı ortalama 200 sayfa.
Kitaplarını okuduğunuzda kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunu görüyorsunuz.
Hatta bu hissiyat daha ilk sayfalarda oluyor. İşte bu kadar iyi bir yazma
yeteneğine sahip biri niçin daha uzun romanlar yazmıyor? Acaba yazamıyor mu
desek imkanı yok. Bu kadar iyi bir kaleme sahip birinin daha uzun romanlar
yazamaması fikribana çok mantıklı gelmiyor. Bu durumu kafamda soru işareti
bırakarak bu paragrafı sonlandırıyorum.
Bu iki
kitabın bir de ben de ayrı bir özel yeri oluştu. Batmanlı bir arkadaşımı bu iki
kitap sayesinde bir kitap kurduna dönüştürmüş olabilirim. Sizin de çevrenizde
çok okumayan ama potansiyeli yüksek biri varsa mutlaka bu kitapları eline
verin. Eğer ki kitabın kapağını açarsa emin olun okumayı çok sevecektir.
Kitapta
bir de habire dipnot olarak Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabına bakınız
yazıyordu. Bana bu biraz gereksiz geldi. Yani iki kitap arasında yayınlanma
süresi olarak 10 yıl olmasından dolayı belki yazar okurlar ilk kitabı
unutmuştur diyerek böyle bir şeye başvurmuş olabilme ihtimali olsa da bu mantık
bana çok mantıklı gelmedi. Sonuçta hiçbir seride böyle bir şey görmedim. Yazar
hiç böyle bir şeye başvurmadan akışına bırakmalıydı olayları.
Buradan
sonra yazacaklarım ilk kitaba yazdığım incelemeye benzeyeceğinden burada
incelememi kesiyorum. Kesinlikle herkes bu iki kitabı okumalı.
Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin.
0 Yorumlar